Rapora göre sırasıyla ilk beşte Malta (89%), Belçika (73%), Lüksemburg (73%), Danimarka (68 %) ve Norveç (68%) yer alırken, son beşte ise Monako (11%), Rusya (10%), Ermenistan (8%), Türkiye (4 %) ve Azerbaycan (2%) yer aldı. Türkiye’nin puanı LGBTİ+ dernek ve örgütlere uygulanan baskı politikalarının artmasıyla, 2015 yılından bu yana düşmektedir.
Ent Dergi’den Fatma Kızılırmak’ın haberine göre ILGA-Avrupa sırlama oluşturmak için 49 ülkede yasaları ve politikalarını inceleyerek, 69 kriter kümesini altı ana kategoride inceliyor: Eşitlik ve ayrımcılık yapmama; aile, nefret suçu ve nefret söylemi; yasal cinsiyet tanıma ve bedensel bütünlük; sivil toplum alanı ve iltica.
Trans bireylerin kendi kaderlerini, kimliklerini tayin hakkıyla var olan prosedürlerin pratikte kötüleştiği raporda yer almaktadır.
Türkiye hükümetinin toplanma özgürlüğü, dernek kurma özgürlüğü ve insan hakları savunucularının korunması gibi temel sivil ve siyasi haklarını geçen yıl boyunca sürdürememesi nedeniyle sıralamada geçen yıla göre gerileme yaşamıştır. Bunun sonucu olarak, LGBTİ+ örgütleri ve hak savunucuları için giderek daha az güvenli olan ülke haline gelmiştir.
Geçen yıl Mayıs ayında Türkiye İnsan Hakları Kurumu tarafından düzenlenen sempozyumunda LGBTİ+ bireyleri nefret söylemiyle hedef alması, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yıl içerisinde dile getirdiği anti-LGBTİ+ söylemleri, 9 Ocak 2019 tarihinde İzmir’de bir polis tarafından öldürülen trans kadın Hande Şeker, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’ın gender kavramının Türkiye’nin değerlerine uygun olmadığını ve Kadın Çalışmaları ve Cinsiyet bölümleri müfredatının yakından takip edilmesi gerektiğini belirtmesinin ardından cinsiyet eşitliği ile ilgili projeyi iptal etmesi ve ‘Gender Politika Belgelerini’ web sitesinden kaldırması gibi 2019 yılı içerisinde LGBTİ+ bireylere yönelik çeşitlik mecralarda üretilen nefret söylemlerine de verilmiştir.