Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Rosa Kadın Derneği’ne yönelik soruşturmasına bir tepki de sendika, kadın, meslek ve sivil toplum örgütlerinden geldi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Tabip Odası, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilciliği, Hak İnisiyatifi Diyarbakır Temsilciliği, Rosa Kadın Derneği, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi, Dayanışmanın Kadın Hali, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Diyarbakır İKK, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Diyarbakır Şubeler Platformu, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Diyarbakır Bölge Temsilciliği, Mezopotamya Psikologlar İnisiyatifi (DER-MEZ), Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUDER) Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Diş Hekimleri Odası ve Rengarenk Umutlar Derneği konuya ilişkin ortak yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında 22 Mayıs’ta eş zamanlı baskınlarla çoğunluğu kadın hakları savunucusu ve siyasetçi 18 kişi gözaltına alındığı belirtilerek, ertesi gün 18 kişinin sevk edildiği Sulh Ceza Hakimliği’nce 12 kişinin tutuklandığı hatırlatıldı. Açıklamada, “Kadına yönelik şiddet ve diğer hak ihlalleri konusunda birlikte çalıştığımız Rosa Kadın Derneği’nin başkanı ve üyeleri bayram arifesinde gözaltına alınmış ve akabinde tutuklanmıştır. Aynı operasyon kapsamında HDP’nin parti meclis üyeleri ve belediye meclis üyeleri de tutuklanarak cezaevine gönderilmişlerdir” denildi.
DELİLLER FAALİYETLER
“Rosa Kadın Derneği’nin adresinde soruşturma aşamasında arama yapılmış, derneğe başvuruda bulunan kadınlara ait başvuru formlarına dahi el konulmuştur” hatırlatılması yapılan açıklamada, “Gelinen bu noktada sivil toplum örgütlerinin hareket alanı sınırlanmakta, insan hakları aktivistleri, gazeteciler ve tüm muhalifler hükümet ve yargı iş birliğiyle hedef alınmakta akabinde yargı eliyle sesleri kesilmeye çalışılmaktadır. Ortaya çıkan bu korku atmosferinde, düzenlenen hukuksuz operasyonlara karşı oluşacak toplumsal dayanışma ve desteği engellemek hedeflenmektedir. Rosa Kadın Derneği’nin yapmış olduğu mitingler, basın açıklamaları, sosyal medya paylaşımları, hak ihlaline uğrayan kadınlar hakkında yürüttükleri faaliyetler suçlama konusu yapılarak, aynı zamanda tutuklama gerekçesi de sayılmıştır. Soruşturma ve tutuklama ‘delilleri’ sivil toplum faaliyetlerinin bizatihi kendisidir. Dolayısıyla soruşturma bir suç soruşturması değil, sivil toplumu susturma ve bastırma soruşturmasıdır” ifadelerine yer verildi.
‘DERHAL SERBEST BIRAKILSINLAR’
Soruşturma kapsamında tutuklanan annesiyle birlikte cezaevine gönderilen 3 buçuk yaşındaki Dilgeş Aslan’ın durumuna işaret edildiği açıklama, şu ifadelerle son buldu: “Şiddete ve diğer hak ihlallerine uğrayan kadınlara destek ve dayanışma faaliyetleri yürüten Rosa Kadın Derneği’nin başkan ve üyeleri, yargı mağduru hatta kurbanı haline gelmiştir. Tutuklanan kadınlardan birisinin üç buçuk yaşındaki çocuğu da kendisiyle birlikte cezaevine gitmek zorunda kalmıştır. Bizler sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri olarak; sivil toplum faaliyetlerini ve siyaseti kriminalize eden bu soruşturmaları kınıyoruz. Tutuklananların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”
