ABD Uzay Komutanlığı (USSC) başka bir yıldız sisteminden gelen bir cismin 2014’te Dünya’ya çarptığını duyurdu. Konuyla ilgili ilk makaleyi yazan Siraj ve Loeb BD Savunma Bakanlığı’nın kendilerinden veri sakladığını ifade etti.
Independent Türkçe’deki habere göre, Papua Yeni Gine semalarında ateş topuna dönüşen meteorun parçalarının Pasifik Okyanusu’nun güneyine dağıldığı tahmin ediliyor.
2I/Borisov kuyrukluyıldızı ve ‘Oumuamua, Güneş Sistemi’nde görülse de Dünya’yla yakın temasa girmedi. Boyutlarıyla korku yaratan bu ikilinin aksine, USSC’nin duyurduğu meteorun çapının yalnızca santimetrelerle ifade edilebileceği bildiriliyor.
Başka bir yıldız sisteminden gelen bir meteorun Güneş Sistemi’ne ulaştığı, ilk olarak 2017’de ‘Oumuamua’yla ortaya konmuştu. USSC’nin açıklaması, bu tarihi üç yıl geriye atmış oldu.
1 Mart 2022 tarihli notta, Harvard Üniversitesi akademisyenleri Amir Siraj ve Avi Loeb’in ‘Oumuamua’nın tespitinin ardından yaptıkları çalışmaların sonrasında birlikte yazdığı fakat bir türlü herhangi bir akademik dergide basılmayan makaleye de referans verildi.
Galileo Projesi’nde astrofizik çalışmalarını sürdüren Amir Siraj da Vice’a 2019’da bu meteorla ilgili hazırladıkları makaleyi bir türlü basılı olarak yayımlayamadıklarını söyledi. Hem Amerikalı yetkililerin bilgi gizlemesinin hem de buldukları şeyin şaşırtacak kadar yeni olmasının bunda etken olduğunun altını çizdi.
Başka bir yıldızdan gelen malzemenin Dünya’ya gelmiş olması ve bunun nerede olduğunu bilmekten keyif alıyorum. Papua Yeni Gine kıyılarının açıklarında okyanusun tabanını araştırmanın mümkün olup olmadığını kontrol edeceğim ve bunun için şimdiden diğerleriyle konuşmaya başladım.
Siraj, dağılan parçaları bulmanın düşük ihtimal olduğunu da ifade ederken her ihtimale karşı bu araştırmanın yapılması gerektiğini vurguladı. .
Harvard Üniversitesi’nin önde gelen astrofizik profesörlerinden Avi Loeb, ‘Oumuamua’nın uzaylılara ait yapay bir nesne olabileceği iddiasıyla öne çıkmıştı. Loeb, ‘Oumuamua’nın bir “ışık yelkenlisinden” koptuğunu savunmuştu. Profesör, bir röportajında ışık yelkenlisini şöyle tanımlamıştı:
Işık yelkenlisini rüzgar gücünden yararlanan bir yelkenli gibi düşünebilirsiniz. Rüzgar onu iter. Işık yelkeni söz konusu olduğunda ise onu iten şey, yüzeyinden yansıyan ışıktır. Işık, foton adı verilen parçacıklardan oluşur. Bu parçacıklar nesnemizi, tıpkı bir duvardan seken bilardo topları gibi itiyor.
Loeb’in fikirlerinin medyada geniş yer bulmasıyla birlikte ‘Oumuamua’ya yönelik ilgi hem bilim camiasında hem de halk nezdinde epey arttı.
Öte yandan ‘Oumuamua, şu anda kolayca incelenemeyeceği bir noktada. Gizemli gök cismi bu yıl Güneş Sistemi’nin en uzak gezegeni Neptün’ün de ötesine geçecek.
