Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF), İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Cumhuriyet Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a MİT Tırları davasında verdiği karara yönelik Türkiye’yi kınadı. “Terör örgüyü üyeliği, askeri veya siyasi casusluk amacıyla belge temin etmek” suçlamalarıyla toplamda 27 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. 2016 yılından bu yana Almanya’da koruma altında bulunan Can Dündar hakkında açıklama yapan ECPMF verilen hapis cezasına yönelik “gazetecilik faaliyetleri nedeniyle taciz etmek için yargı sisteminin siyasi saikli suistimalinin göstergesi olan bir adalet katliamıdır” denilen açıklamada “Dündar’a yöneltilen tüm suçlamaların düşürülmesini, mahkeme kararının derhal iptal edilmesini ve Dündar’ın gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargısal tacizine son verilmesi çağrısında bulunuyoruz” denildi.
ECPMF’nin Genel Müdür Yardımcısı Andreas Lamm, “Bu karara şaşırmadık. Türk yetkililer, Can Dündar ve ailesine yönelik tacizde beş yılı aşkın süredir amansız davranıyor. Bir gazeteci işini yaptığı için aleyhinde bu kadar adil olmayan bir karar alınması, siyasi tarafların adalet sistemini kendi amaçları için ne derece manipüle ettiğinin bir başka örneğidir” dedi.
“CAN DÜNDAR’A TÜRK YETKİLİLER TARAFINDAN SÜREKLİ ZULÜM UYGULANDI”
ECMPF tarafından aktarılan açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi:
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 17 Eylül’de Almanya’da sürgünde yaşayan Can Dündar’ı firari sanık ilan ettiğini ve Türkiye’deki dört mülkü de dahil olmak üzere tüm mal varlığına el konulmasına karar verdiğini not ediyoruz. Buna ek olarak, yetkililer eşinin pasaportuna el koydu. Bu, Türk yetkililer tarafından gazeteciye yönelik uzun süren zulmün bir başka örneğidir. Ekim ayında, Avrupa Birliği (AB) Türkiye’yi bu eylemlerin demokratik değerleri baltaladığı ve AB’ye katılım şanslarının azaldığı konusunda uyardı.
Başvuran aleyhindeki mevcut yargılamalar, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından TIR’larla Suriye’ye silah nakledildiği iddia edilen, Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan ve Dündar’ın Genel Yayın Yönetmeni olarak yazdığı Mayıs 2015 tarihli bir haberle ilgilidir. Dündar, 26 Kasım 2015’te Cumhuriyet’in Ankara temsilcisi Erdem Gül ile birlikte devlet güvenliği, siyasi ve askeri casusluk ile ilgili belgeler elde etmek, gizli belgeleri ifşa etmek ve terör örgütü adına propaganda yapmak suçlarından tutuklandı. Silivri Cezaevi’nde 100 güne yakın tutuklu kaldı. 25 Şubat 2016’da TC Anayasa Mahkemesi, gazetecilerin tutukluluk hallerinin insan haklarını ihlal ettiğine karar verdi ve Dündar ve Gül serbest bırakıldı.
6 Mayıs 2016’da Dündar, devletin güvenliğiyle ilgili gizli belgeleri elde edip ifşa etmekten suçlu bulundu ve beş yıl on ay hapis cezasına çarptırıldı. Mevcut yeniden yargılama, 2 Nisan 2019’da, Yargıtay’ın Mart 2019’da devletin gizli bilgilerini ifşa ettiği için Bölge Temyiz Mahkemesi’nin hapis cezası kararını bozmasının ardından 2 Nisan 2019’da İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.
Ayrıca Dündar, kurucusu olduğu ve liderliğini yaptığı Almanya merkezli çevrimiçi radyo kanalı Özgürüz’e erişimin yasaklanması kararı da dahil olmak üzere birçok adli taciz vakasıyla karşı karşıya kaldı.
Can Dündar’ın davası münferit değildir, ECPMF Türkiye’deki basın ve medyanın durumunu izlemektedir ve Türk makamlarının gazetecilere gazetecilik faaliyetleri nedeniyle zulmetmek için yargı sistemini kötüye kullanmalarından derin endişe duymaktadır. Bu, Türkiye’nin basın ve medya özgürlüğünden yoksun olduğunu gösteriyor ve ülkenin uluslararası ve yerel insan haklarına karşı yükümlülüklerini ihlal ediyor.